Neden İlişki İstemiyoruz?

Kabul edelim, ilişki yaşamak çok zor. Biriyle anlaşabilmek, o kişiyle benzer hedefler doğrultusunda beraber yürüyebilmek, onun tüm kötü diyebileceğimiz geçmişini kabul etmek çok zor. Hatta onun geçmişte yaşadığı kötü olayların bugüne yansıyan etkilerine onunla birlikte maruz kalmak kulağa ürkütücü geliyor. İlişki istememeye, bir ilişkinin içinde olamamaya sebep olabilecek çok fazla etken var. Bu yazımda onlar üzerinde durmaya çalışacağım. 

      1. Mükemmel ilişki yanılgısı/yüksek beklentiler 

Bence en önemli madde bu, o yüzden ilk buna değinmek istedim. İlişkileri dizilerde, filmlerde, masallarda, sosyal medyada her zaman mükemmel ve büyülü bir şey olarak gördük. Sorun yoktu, olsa da çözülüveriyordu. %100 uyumlandığınız, %100 bütünleştiğiniz bir ilişki hayal edilemez. Kişilerin özel alanlara, farklı düşüncelere sahip olma imkanları olmalıdır. İlişkide tartışmalar, asla uzlaşılmayan konular, farklı öncelikler her zaman olacak. Her zaman olacak çünkü uzun bir birliktelik farklı süreçlerden geçmeyi gerektirecek. Mükemmel ilişkiyi beklemek, o ilişkiyi yaşamayı imkânsız kılar. İlişkinin mükemmel olmayacağını düşündüğünüz için ilişki istemez ya da içinde bulunduğunuz ilişkinin mükemmel olmadığını düşündüğünüz için de ayrılmak istersiniz. İnsanlar doğaüstü varlıklar değil ve her konuda en iyisi olamazlar. Karşı taraftan mükemmelliği beklemek astronomik bir beklentidir. Yeteri kadar iyi olması, yeteri kadar destekleyici, dinlendirici ve eğlenceli olması yeterlidir çoğu zaman. Davranışın, geçmişin, bedenin, karakterin, başarının en ama en iyisi aynı anda yoktur.  

Örneğin bir ilişki için gerekli olan her şeyin 10 üzerinden notlandırıldığını düşünelim. 8-9 dolaylarında bir partner var karşınızda. Yalnızca 1 ya da 2 özelliği eksik. Siz o eksik olan 1 özelliğe takılırsanız o ilişkide durmak zorlaşacaktır. O özellik olmadan yapamayıp ayrıldığınızı ve o özelliğe sahip başka birini bulduğunuzu varsayalım. Zamanla göreceksiniz ki onun da puanı 8, hatta belki de 4-5. O eksik olan 1 özellik için daha önce elinizde olan birçok özellikten oldunuz. Yani mükemmel hiç kimse yok. Herkesin o ilişkiye getirebileceği bazı olumsuz özellikleri var ve tahammül edilebilir ufak tefek şeyler ise görmezden gelmek veya düzeltmek için birlikte çaba göstermek, ilişkiyi ilişki yapan şeydir. Bu; elindekiyle yetinmek değil, tatmin olmayı daha basit ve mümkün hale getirmektir. 

      2. Güven problemi 

Burada iki çeşit güven problemi var. İlki kişinin karşı tarafa güvenememesi, birazdan ikincisine de değineceğim. Biliyorum etrafta kötü kalpli, yalancı, ikiyüzlü çok fazla insan var ve insanın kendisini bir başkasına açabilmesi çok zor. Ancak herkesin güvenilmez olması düşüncesi yanlış bir düşünce öyle değil mi? Öncelikle kendiniz güvenilir bir insan mısınız? Önce bunu bir düşünün. Eğer siz güvenilir bir insan değilseniz uzaklara bakmaya gerek yok, düzeltmeniz gereken şeyler için ellerinizi cebinize koymalısınız. Ama eğer güvenilir bir insansanız, demek ki güvenilir olmak mümkünmüş ve etrafta sizin gibi güvenilir ve size uyacak birileri olabilir demektir.  

Bu güven probleminin diğer ucunda ise kişinin doğru düzgün bir ilişki yürütebileceği konusunda kendisine güvenmemesi yer alıyor. Kendi içinde aşamadığı ya da yetersiz hissettiği bir şeyler var ve bunların ilişkiye kötü bir şekilde yansıyacağından korkuyor. Karşıdakini sevebileceğine, onu anlayabileceğine, onu olduğu halde kabul edebileceğine dair kendinde bir potansiyel görmüyor. Kendisinde bir ilişkiyi başlatacak ve yürütebilecek imkanları ve beceriyi görmediği için bir ilişkiye başlamaktan sürekli geride duruyor.  

      3. Yüzeysellik 

Herhangi bir şey konusunda artık derinliğe sahip olamıyoruz. Sadece romantik ilişkilerde değil; arkadaşlıkta, dostlukta, ettiğimiz sohbette, kurduğumuz hayallerde derinleşemiyoruz. Hem kendimizi bir başkasına çekinmeden teslim edebileceğimiz kadar derin bir ilişki istiyoruz, hem de kimseye kendi içimizi açıp kendimizi tanıtacak ve anlatacak kadar efor sarf etmek, uğraşmak istemiyoruz. Sürekli etrafımızda birileri olsun istiyoruz, sürekli birileriyle oturup kalkıyoruz ve ama onları kendi ailemizi, kendi ideallerimizi anlatabilecek kadar ciddiye bile almıyoruz. İşin ironik olan kısmı da, hepimiz bunları aynı anda birbirimize yapıyoruz. Hepimiz böyleysek, hepimiz niye böyle yapıyoruz? Maalesef insan olmaya, hata yapmaya, kabul etmeye, anlamak için dinlemeye dair çok az bilgiye sahibiz. Bu kadar yüzeysel olunca bir ilişkinin derinliğine girmek de çok zor oluyor. 

      4. Seçeneklerin çokluğu 

İçinde bulunduğumuz çağ dolayısıyla herhangi bir şey konusunda çok fazla seçeneğe sahibiz. Hem bir ilişki yaşayabileceğimizi “sandığımız” çok fazla kişi var hem de ilişki yaşamayacaksak da bir ilişkinin yerine geçip vakit doldurabilecek, bizi eyleyebilecek çok fazla seçenek var. Birini en ufak ters bir hareketinde veya bize uymayan en ufak bir fikrinde kolayca terk edebiliriz. Nasıl olsa tanışılabilecek, konuşulabilecek çok fazla insan var etrafta, internette. Ya da biri olmuyorsa dijital oyun oynarız, dizi film izleriz, tiktokta bir canlı yayın açarız? Bir sevgiliden ziyade yapılabilecek çok fazla şey var öyle değil mi? Sanırım bir ilişkinin ağırlığı ve sorumluluğu altına girmeden bizi eyleyebilecek ne varsa onu yapıyoruz. Aslında bu çok daha yorucu, zaman alıcı ve kafa karıştırıcı olmalı. 

       5. Dijital dünya ve sosyal medya 

Az önceki maddeyle çok bağlantılı aslında. Onun devamı niteliğinde daha ayrıntılı bir şeyler söyleyeceğim. Sosyal medya ve internet ortamının insan ilişkilerini yozlaştırdığını söylesek yanlış olmaz. Bir sonraki kişiyi bulmayı çok kolay bir hale getirdi. Birine tahammül etmemize çok da gerek olmadan elimizin altında zaten bir sürü seçenek bulundurabilme imkânımız var. Dünyanın belki de öbür ucundaki biriyle bile tanışmak yalnızca dakikalar sürüyor ve her şey bu kadar mümkünken tek bir kişiyle olmaya çalışmak saçma veya zor geliyor olabilir. Bunu hepimiz zaten biliyoruz ancak sosyal medya ve dijital dünyanın olmayan ilişkinin boşluğunu doldurduğunu da görebiliyor muyuz?  

Ne demek istiyorum? 

Bir ilişkide istediğimiz şeyler arasında sevgi, ilgi, beğeni, cinsel arzu gibi şeyler var. Tüm bunları almamız tam olarak değil de yüzeysel olarak ve dolaylı yoldan internetle sağlanabiliyor. Erkekler eğer cinsellik istiyorlarsa bunu yetişkin içerikli videolar üzerinden daha az maliyetle karşılayabiliyorlar. Bir kadını özel olarak ikna etmeye, onca uğraşı vermeye gerek kalmadan bunu internette sınırsız sayıda kaynaktan veya kadından elde edebiliyorlar -üstelik reddedilme ihtimalleri bile yok-. 

Bunun gerçek hayattakiyle aynı olmadığını, bir ekrandan ibaret olduğunu söyleyebilirsiniz ve ben de size katılırım. Evet öyle ancak zaten bir ilişki inşa etme zahmetine girmeden yapılabilecek en risksiz, en ucuz yol bu olduğu için tercih ediliyor. 

Peki kadınlar, onlar internetten bunu daha çok nasıl sağlıyorlar? Bir kadının ilgi ve dikkatten hoşlandığını göz önünde bulundurursak bunu sosyal medyadan fazlasıyla karşılayabilme imkânı var. Onlarca kişi tarafından takiplenebilir, beğeni ve mesaj yağmuruna tutulabilir, güzelliği ve çekiciliği onaylanabilir. Yalnızca bir erkekten gelecek olan tüm ilgi, arzu ve dikkat; onlarca erkek tarafından sağlanabilir. Üstelik yine daha az maliyetli ve “daha güvenli” bir şekilde. Bir kadının birebir ilişkide olduğu erkek tarafından görebileceği bütün fiziksel veya duygusal şiddeti göz önüne aldığımızda; kadınların bundan korkup ilişki istememesi ve yerini sosyal medyayla doldurması yorumunu yapabiliriz.  

Yine bu ilginin ve dikkatin gerçek olmadığını, bir sürü hesaptan gelen rastgele beğenilerin gerçek bir ilişkinin yerini tutmayacağını söyleyebilirsiniz. Evet tutmaz, ancak yine de dolaylı olarak karşı cins tarafından; daha az riskle, daha kolay bir şekilde onaylanma ve beğenilme fırsatı sunuyor. 

Zaten bunların gerçek, derin ve sağlıklı bir ilişki olduğu yönünde bir iddiam yok. İlişki olmadan ilişkinin dinamiklerini en ama en kolay yoldan yansıtan durumlar olarak ele aldım ve bunların herkes için bir tuzak olduğunu düşünüyorum. İlişki istememekle ve yerine “uyuşturucu, yara bandı” işlevi görecek şeyleri koymakla alakalı. 

Her iki cinsiyet için “daha belirgin” olan yönleriyle ele aldım ancak keskin sınırlarla da ayrılmıyor. Erkekler kesinlikle böyle, kadınlar kesinlikle böyle demek olmuyor. Anlattıklarım her ikisi için de farklı oranlarda geçerli. 

Daha üzerine konuşabileceğimiz birçok madde olabilir, daha kişisel ve daha özel sebepler olabilir. Hepsinden ayrıyeten gerçekten bekar kalmak isteyen biri de olabilirsiniz. Bu yanlış değil. Sadece neden bunu istediğinizi düşünmenizi isterim. Eğer sorunlu bir nedenden dolayı ise bunu çözmenizde fayda olabilir ama yalnızlığı tercih etmek de tabii ki en doğal hakkınız. 

Zihinsel gelişim çabaya değer, 

İrem ♥