Terapi; kendimizi daha iyi hissetmek, daha iyi tanımak, daha iyi yaşamamıza yardımcı olmak içindir. Bir danışmanlık almak sorunlu duygu, düşünce ve davranış kalıplarını fark etmenizi ve bunlarla başa çıkmanızı sağlar. Bu yazımda ihtiyaç hisseden veya sadece isteyen herkes için terapiye başlamanıza yardımcı olacak bazı ipuçlarından bahsedeceğim.
Günümüzde terapiler yüz yüze ve online olarak yapılabiliyor. Terapiye başlamak kişisel ve özel bir karardır. Bu yüzden hangi ortamın, hangi programın ve hangi psikoloğun sizin için en uygun olduğuna yalnızca siz karar verirsiniz.
Herkesin terapiye gitme nedeni farklıdır ve hiçbiri birbirinden daha önemli veya daha gerekli değildir. Bazılarımız, kendi hayatımızı daha iyi organize edebilmek için yıllarca gidebiliriz. Bazılarımız ise kendi içsel dünyamıza bir profesyonel eşliğinde yolculuk yapmak istediğimiz için sadece birkaç seans gidebiliriz. Terapiye istediğimiz an başlayabileceğimiz gibi istediğimiz an da herhangi bir gerekçe göstermek zorunda olmadan bırakabiliriz. Tüm bunlar için en önemlisi alanında uzman biriyle gerçekten konuşma isteğimizdir.
Peki neden terapi almayı düşünmeliyiz?
Terapi; düşüncelerimizin, duygularımızın ve davranışlarımızın temel nedenini araştırmayı hedefler. Terapistimiz/psikoloğumuz, zararlı kalıplara ışık tutmamızda ve onları anlamamızda bize yardımcı olur. Bunlarla nasıl başa çıkabileceğimiz ve yerini neyle nasıl doldurabileceğimiz konusunda bizim yanımızda olur.
Neden terapi/danışmanlık alabileceğimiz konusunda birkaç örnek verebilirim:
- Uzun süreli veya şiddetli stres yönetimi
- Yargılanmaktan korktuğunuz veya kendinizi güvende hissetmediğiniz kişisel konuları tartışmak
- Travmatik bir olayın ele alınması
- Sevilen birinin kaybı, yeni bir yere taşınma veya sevgililik/evlilik sorunları gibi önemli yaşam olayları
- Depresyon veya anksiyete belirtileri
- Çocukluk çağı travmaları
Terapiye başlamak ve terapiyi sürdürmek için en baştan neler yapabileceğimize bir bakalım.
Aile hekimine görünmek
Eğer terapiye ihtiyacımız olup olmadığını anlayamıyorsak veya güvenilir herhangi biri tarafından bir kontrolden geçip yönlendirilmeyi bekliyorsak aile hekiminize görünebiliriz. Aile hekimleri sağlık için en güvenli ve en ulaşılabilir kaynaktır. Doktorumuz bize bir ruh sağlığı uzmanına görünmemiz konusunda yardımcı olabilir. Ruh sağlığı ve mental sağlık en az fiziksel sağlığımız kadar önemlidir. Nasıl hissettiğimiz ve ne istediğimiz konusunda dürüst ve açık olmalı, soru sormaktan çekinmemeliyiz. Doktorumuz bizi bir terapiste yönlendirecektir.
Peki kendimize uygun bir terapist seçebilir miyiz?
Pek çok kişi ilk terapistini sevip onunla devam ederken, bazılarımız diğer seçenekleri de denemek isteyebilir. Ruh sağlığımızı ve mental sağlığımızı iyileştirmeye çalışmak bir yolculuktur ve çaba gerektirir. İşler en başında mükemmel gitmezse cesaretimizi kırmamalıyız. Bizim için uygun bir psikolog orada bir yerlerde bizi sabırla bekliyor.
Yanımızda sevdiğimiz birini destek için götürmek
Terapiye giderken bize destek olması açısından yanımızda sevdiğimiz birini getirebiliriz. Belki ilk randevuya gitmekten biraz çekinebilir veya huzursuzlanabiliriz, bunu hissetmemiz gayet doğaldır ancak terapistimiz bunun üstesinden gelmemiz konusunda bize yardımcı olacaktır. Ayrıca sevdiğimiz güvendiğimiz birinin dışarıda bizi beklediğini bilmek, ilk seans gerginliğini bir nebze azaltabilir. Ancak unutmamalıyız ki yanımızda bizimle gelen kişi, seans için bizimle giremez. Terapi odalarında psikolog ve danışan/danışanlar dışında kimse bulunamaz. Bunu tek başımıza başarabiliriz.
Ancak eğer tek başımıza olmak konusunda hala çekincelerimiz varsa kendimizi kötü hissetmemeliyiz çünkü bunu da şu şekilde çözüme kavuşturmamız mümkün olacaktır:
- Grup terapisi
- Aile terapisi
- Çift terapisi
Bu 3 seçenekten birini uygulayabiliriz ve artık odadaki herkes bir terapi seansı içerisinde olacaktır. Sadece bize yoldaş olmak için odada oturamaz ancak bizimle birlikte bir terapi sürecine dahil olmuş olur.
Dürüst olmak
Dürüst olmamız terapi seanslarını işler hale getirebilen ve verimli geçmesini sağlayan en önemli seçeneklerden biridir. Her bir anlattığımız şeyi doğru, düzgün, eksiksiz anlatmamız; sorunların ortaya çıkıp çözülmesi konusunda tüm iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Unutmayalım ki terapistimiz ne kadar çok bilgiye sahip olursa, bize o kadar çok yardımcı olabilir. Terapi seanslarını yargılamanın kesinlikle mümkün olmadığı bir güvenli alan olarak düşünebiliriz. Psikoloğumuz bizim anlattığımız şeyler karşısında bize kızmaz, bizi utandırmaz, bize şaşırmaz, bizi aşağılamaz ve bize acıyan gözler bakmaz. Hangi durumda ve ne şekilde onun karşısındaysak bizi o şekilde kabul eder ve içtenlikle dinleyip bize ışık tutar.
- Eğer 18 yaşından daha büyüksek, terapistimiz gizlilik ilkesine bağlıdır ve seanslarda tartıştığımız her şeyin tamamen özel olduğu anlamına gelir. (Cinayet, intihar ve istismar gibi istisnalar hariç.)
- Eğer 18 yaşından küçüksek, terapistler yalnızca nadir durumlarda ebeveynlere bilgi vermek üzere eğitilmiştir ve terapist bunu yapmadan önce bizi mutlaka bilgilendirecektir, haberimiz olmadan anne ve babamızla konuşması mümkün değildir.
Soru sormaktan çekinmemek
Bir psikologla güçlü bir ilişki kurmak her iki tarafın da iletişimine ve buna açık olmasına bağlıdır. Terapi sürecimiz hakkında, nasıl ilerlediğimiz hakkında, daha fazla gelişime ihtiyaç duyduğumuz konular hakkında, gösterdiğimiz belirtiler hakkında istediğimiz her türlü soruyu sorabiliriz. Terapistimizin görevi büyük bir kabulle bizi dinlemektir ancak sadece onu yapmaz. Aynı zamanda bizim daha derin düşünmemizi istediği, ufkumuzu açacak bir nokta hakkında, terapistimiz de bize soru sorabilir. Bize yapıcı geribildirimler vermek ve bize yol göstermek için de oradadır. Böylelikle danışan ve terapist arasında güçlü bir iletişim sağlanmış olur.
İşin yine çok ciddi bir kısmı olarak biz kendimize de sorular sormalıyız. Örneğin;
- Ben bu terapi sürecinden ne bekliyorum?
- Annemle yaşadığım o tartışmada o kadar fazla sinirlenmemin sebebi neydi?
- Acaba sevgilimin bana yazmadığı zamanlarda neden hep arkamdan bir iş çevirdiğini düşünüyorum?
- Evde huzursuzluk çıkmasın diye neden hep ben her şeyi alttan alıyorum?
gibi kendi hayatımıza özel sorular sorup üzerine düşünebiliriz. Düşünürken daha farklı birçok şeyi de fark edebiliriz.
Peki terapi sürecinden bağımsız biz terapistimize en başta neler sorabiliriz, sormalıyız?
- Genel olarak ne tür danışanlarla çalışıyorsunuz? (Belirli bir cinsiyet veya yaş aralığıyla çalışma konusunda uzmanlaşıp uzmanlaşmadıklarını öğrenebiliriz).
- Lisans diplomanız var mı?
- Mezuniyetiniz haricinde dışarıdan hangi eğitimleri aldınız?
- Uzmanlık alanlarınız nelerdir? (Uzmanlık alanlarının bizim kendi durumumuza uygun olup olmadığına karar verebiliriz).
- Hangi tedavi yöntemlerini veya yaklaşımlarını kullanıyorsunuz?
- Terapi ücreti nedir? Nasıl bir fiyatlandırma uyguluyorsunuz? Ödemeleri ne zaman kabul ediyorsunuz? (Terapi seansından önce mi, sonra mı olduğunu öğrenebiliriz.)
- İşim çıktığında terapiyi erteleme şansım var mı?
- O hafta terapi seansına katılamıyorsan yine de ödeme yapmak durumunda mıyım?
Her terapistin bize uygun olmayacağını anlamak
Her terapist bize uygun olmayacaktır ve denediğimiz ilk terapistle bir bağlantı hissedemezsek stres yapmamalıyız. Bu oldukça normal bir durumdur. En uygununu bulana kadar birkaç farklı terapistle görüşmemiz gerekebilir. Her terapist her alanda uzman olamayabilir veya sadece enerjimizin uyuşmadığını hissetmiş olabiliriz. İlk seans sonucunda terapistten uzak hissetmemiz ne o terapiste ait bir sorundur, ne de bize. Bazen ilk izlenimler yanıltıcı olabiliyor ve bunun için belki 1-2 seans daha denemek ısınmayı kolaylaştıracaktır. Ardından gerekirse değiştirebiliriz ve değiştirdiğimiz için psikoloğa herhangi bir şey borçlu hissetmemeliyiz. İletişime geçtiğimizde psikoloğun kişiliği ve tarzı hakkında fikir sahibi olabilmek için telefonda kısa bir görüşme yapmak çok iyidir. Böylelikle ilk randevuya giderken kendimizi daha güvende ve rahat hissedebiliriz. Ne de olsa psikoloğumuz orada bizi bekliyor.
Sabırla terapiyi sürdürmek
Tüm bu durumda sabırlı olmak en iyisidir çünkü terapi bir süreçtir ve tek bir gecede bir şey düzelmeyecektir. İyileşmenin zaman alacağını hatırlamalıyız. İlk randevudan çıkarken aynı ya da daha kötü hissederek çıkıyorsak bu endişe edilecek bir durum değildir. Hem duruma göre iyileşme zorlayıcı olabilir. Hem de sorunlarda fark ettiğimiz şeyler için kendimizi kötü hissetmiş olabiliriz ve fark etmek bir adım attığımızın işaretidir. Terapide seansına uyum geliştirmemiz ve duygular üzerine çalışmamız zaman alır. Bazen terapi zor veya travmatik duygu ve deneyimleri gündeme getirdiğimiz için geçici bir süre, daha kötü hissetmemize sebep olabilir. Eğer henüz dalmak istemediğimiz ve konuşmaya hazır olmadığımız konular var ise bunu psikoloğumuza belirtebiliriz. Ağlayabiliriz, gülebiliriz. Hiçbir sorun yok.
Tüm bu sürece güvenmeli ve kendi iyileşmemize odaklanmalıyız. Başaracağız.
Zihinsel gelişim çabaya değer,
İrem ♥
Yorum yazın
Bu site hCaptcha ile korunuyor. Ayrıca bu site için hCaptcha Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.