Bireysel

Öfkeyi Yaşamaya İzin Vermek

Öfkeyi Yaşamaya İzin Vermek

Küçüklüğümüzden itibaren büyük çoğunluğumuz öfkeden korkarak büyüdük. Çünkü bizden daha büyük olanların öfkelendiklerini gördüğümüzde bu hep kötü ve korkutucu şekillerde ortaya çıkmıştı. Örneğin; bağırma, alay etme, aşağılama, hakaret etme, eşyaları fırlatma/kırma ya da belki en kötüsü olarak fiziksel şiddet. Tam tersi öfkeyi gösteren kişiye de hep “deli, akli dengesi yerinde değil, gaddar, kötü kalpli” şeklinde baktık. Bu böyle olmak zorunda değildi ama çoğu zaman böyle olduğu için biz öfkeden korkmayı öğrendik.  

Küçükken öfke hissettiğinizde nasıl ele alındığını bir düşünün. Pek çoğumuz en küçüklüğümüzden beri öfke hissettiğimiz için cezalandırıldık ya da buna izin verilmedi. Öfkelenmememiz söylendi, öfkelendiğimiz için bize kınayan gözlerle bakıldı. Tam bu noktalarda öfkelendiğimiz için kendimizi suçlu hissetmeye, kendimizde bir sorun varmış gibi görmeye başladık. “Ben kötü bir hale gelmemek için öfkelenmemeliyim, öfkelensem de hiç öfkelenmemiş gibi davranmalıyım” diye düşünür ve davranır olduk. Ne yazık ki öfkeyi yutmayı ve bastırmayı öğrendik. Öfkenin sağlıklı ve kontrollü şekillerde ifade edildiğine pek rastlamadık. Ancak öfkenin bu şekilde yaşanması da mümkün. Bu yazımda öfke hissetmenin normal olduğunu ve bunu nasıl kontrollü şekilde yaşayabileceğimizi ele almaya çalışacağım. 

Öfkeyi bastırdığımızda ve susturduğumuzda öfke kaybolmaz, sadece birikir. Büyük bir patlama yaşanıncaya kadar birikir, hepsinde içinde tutar. En sonunda bir gün bu kadar çok öfkeyle nasıl baş edeceğimizi bilemeyiz, daha fazlasını bastırmak için içimizde yer kalmamıştır ve köpürmeye, taşmaya başlar. Böylece yaşanılması en güç anlardan birini oluşturur. Artık bu güç karşısında muhtemelen bir şeyler zarar görecektir.  

Ancak öfke tıpkı üzüntü, mutluluk, şaşkınlık gibi doğal ve istemsiz bir duygudur. Aslında öfke bize şunu söyler:  

  • Bu durumla ilgili şu an bana yanlış gelen bir şeyler var.  
  • Bu konuda önüme engel konuluyor.  
  • Benim bir değerim görmezden geliniyor.  
  • Giderilmeyen bir ihtiyacım var. 
  • Hassas olduğum bir konu hakkında kışkırtılıyorum. 

"Söylediği sözler bunlardır ancak bu sözleri hangi dille konuşacağımız ve karşımızdakinin bize hangi dille cevap vereceği öfkenin gidişatını belirler."

Öfkeli hissettiğimiz anda ne yaptığımız ve ona nasıl tepki verdiğimiz bizim sorumluluğumuzdadır. Dolayısıyla kontrolümüzde olması gerekir. Bizi öfkelendiren şey ne kadar büyük veya ne kadar çekilmez olursa olsun kendimizi kontrol etmemiz gerekir çünkü başkasını veya olayları kontrol edemeyiz ya da onları kontrol etme gücümüz azdır. Hem öfkelenme hem de öfkeyi yaşama konusunda kendimizi eğitebiliriz. Öfke dahil yaşanan bütün duygular kişiden kişiye değişir, bu da öfkenin ve bütün duyguların bizim istediğimiz şekillerde yaşanabileceğini gösterir. Öfkelenilecek durumlar yoktur, seni öfkelendirebilecek durumlar vardır. Duygular kişiseldir, onu değerlendirme biçimimize bağlıdır.  

Gerçekten öfkeleneceğimiz bir şey olduğunda öfkenin geçmesini dileyerek bastırmak ya da öfkelendiğimiz için kendimizi yargılayıp suçlu hissetmek öfkeyi daha karmaşık hale getirmekten ve bizi daha da öfkelendirmekten başka bir işe yaramaz. Öfkeyi yaşıyor olmaya izin verdiğimizde ve kendimizi yargılamadan bunun normal ve geçici bir duygu olduğunu fark edebildiğimizde, öfke zaten sönümlenmeye başlayacaktır. Çünkü öfkenin içimizden geçip gideceği yolu kapatmadık ve onun öylece içimizden geçmesine müsaade ettik ve sular duruldu. 

Peki tüm bunları nasıl yapabiliriz?

Öncelikle bunu gerçekten yapmak istememiz gerekiyor ve her şey gibi bunun da kişisel gelişimin bir parçasını olduğunu unutmamak gerekiyor. 

Bundan sonra öfkenin ortaya çıktığını hissettiğimizde; 

  1. Sadece normal bir şekilde kabul ederek başlayın. Her şeyi iyileştirebilmenin ilk ve en önemli adımı var olan durumu “olduğu gibi kabul etmektir”. Öfkenin o an orda olmasına izin verin ve bunu hissedin. Öfkeli olduğunuzu hissettiğiniz an ise bunun için kendinizi yargılayıp yargılamadığınıza bakın, fark etmeye çalışın. 
  2. Duraklayın. Derin bir nefes alarak öfke duygusunu kurcalamaya başlayın. Sizi öfkelendiren şey neydi? Ne konuda engellendiğinizi düşünüyorsunuz? Öfkeyle birlikte bedeninizde herhangi bir sıcaklık, titreme, gerginlik var mı? Sizi öfkelendiren bu şeye öfkelenmemenizin bir yolu var mıydı, öfkelenmeyebilir miydiniz?  (Bu adımı daha önceden öfkelendiğiniz bir anınızı hayal ederek de uygulayabilirsiniz. Öfkelendiğiniz herhangi bir konu için bu soruların cevapları üzerine düşünmeniz, öfkenizin doğasını tanımanız için oldukça önemli olacaktır.) 
  3. Öfkenizi harekete geçirin. Öfke dinamik bir yapıya sahiptir. Ortamdan uzaklaşıp tempolu bir şekilde yürüyün. Size ve çevrenizdekilere zarar vermeyecek bir nesneyi itebilirsiniz. Yumuşak dokulu bir eşyaya yumruk atabilirsiniz. Bunların her biri öfkenin bedeninizden geçip gitmesine izin verecek şeylerdir. Ancak bunları yapamayacak durumdaysanız ilk 2 adımı uygulamanız bile zaten epey gelişme gösterecektir.  

Yapabileceğiniz tek şey öfkeyi kabul etmek olsa bile, ona direnmediğiniz ve ondan korkmadığınız için öfkenin yaşanmasına zaten izin vermiş olacaksınız. 

  • “Öfke güvensiz ve korkunç bir an demek değildir.” 
  • “Öfkeli olmak beni deli veya kötü bir insan yapmaz.” 
  • “Öfkeyi yaşamaya izin vermeliyim, vermeliyim ki içimden çıkıp gidebilsin.” 
  • “Öfkeyi bastırmam öfkemin daha da derinlere inip büyüyeceği anlamına gelir.” 
  • “Kimseye zarar vermeden insani bir şekilde öfke yaşamak mümkün ve gereklidir.” 
  • “Bu öfkenin altında yatan sebebi merak ediyorum ve bu sebebi öğrenmeye açığım.” 
  • “Öfkemin altında yatan sebeple yüzleşirken kendimi yargılamayacağıma söz veriyorum.” 
  • “Tüm bunlar rahatsız edici olabilir ancak başa çıkabilirim.” 

Zihinsel gelişim çabaya değer, 

İrem ♥ 

Sonraki gönderi

Kendine Zarar Verme Davranışları
Sevgi Mi Yoksa Bağlılık Mı?

Yorum yazın

Bu site hCaptcha ile korunuyor. Ayrıca bu site için hCaptcha Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.