Ebeveynlerimizin Kafasıyla Düşünmeyi Bırakmak

Ebeveynlerimizin Kafasıyla Düşünmeyi Bırakmak

Bir bebek için her şeyi öğreneceği yer içine doğduğu ev, her şeyi öğreneceği kişiler ise kendi anne babası ve en genel tanımıyla da bakım verenidir. İçine doğduğumuz çevre nelere ne şekillerde maruz kalacağımızı belirler. Bir bebek için kendisine bakım verenler hem en muhtaç olduğu hem de güven duydukları kişidir. Hal böyle olunca onlardan çok kolay etkilenirler. 8-10 yaşlarına kadar bu durum özellikle böyledir. Bu yaşlara kadar beynimiz çok kuvvetli bir şekilde alıcıdır ve dış dünyaya açılabilmek için ona uyum sağlamak zorundadır. Bir bebeğin düşünce gücünü etkileyen ve onda belli bir düşünce stilini oluşturan şey en yakınları, ebeveynleri sayesinde olur. Dolayısıyla ebeveynlerimizin düşünce tarzımız üzerinde çok yoğun etkileri vardır. Bu yazımda ebeveynlerimiz gibi düşünmeyebilmenin ve kendi düşünce tarzımızı, kendi fikirlerimizi oluşturabilmenin nasıl mümkün olduğundan bahsedeceğim.  

İçine doğacağımız toplumu, çevreyi, aileyi seçemiyoruz. Bu, belli bir yaşa kadar da düşüneceğimiz şeyleri ve nasıl düşüneceğimizi seçemiyoruz. Çünkü elimizde sadece anne babamızınki kadar bilgi var, onların geleneği var. Birgün nihayet büyüdüğümüzde; sosyal çevreyle ve medyayla tanışmaya başladığımızda farklı fikirlerin varlığını görüyoruz. Kimin doğruyu düşündüğünün bir önemi yok, zaten doğruyu aramaya da çalışmıyoruz. Sadece bizi saran zorunlu düşünce kalıplarından sıyrılmaya, başka neler varmış neler mümkün olabilirmiş diye kafamızı bu halkadan dışarı çıkarmaya çalışıyoruz. Bunu yapmak zorunda mıyız? Elbette değiliz. Ancak çocukluğumuzdan beri bize çirkin olduğumuzu, beceriksiz olduğumuzu söyleyen bir annemiz vardıysa, bu düşünce stilini içselleştirip ömrümüzün sonuna kadar da “çirkin ve beceriksiz” olduğumuzu sayıklamanın bize zarardan başka bir etkisi yok.  

Neden ebeveynlerimiz gibi düşünmekten kurtulmalıyız? 

Kurtulmalıyız diyorum, ebeveynlerimiz gibi düşünmek bundan kurtulunacak bir şey midir? Eğer bizi istismar eden, çok kötü bir ebeveyn senaryosu çizersek evet kurtulunacak bir şeydir ancak her zaman bu böyle değildir. Her birimiz kötü ebeveynlerle büyümemişizdir ancak yine de kendimizi tanıyabilmek, kendi içsel dünyamıza keşif yapabilmek, kısacası kendimiz olabilmek için ebeveynlerimiz gibi düşünmekten kurtulmalıyız. Bunu şu yüzden söylüyorum; bu hayatı ömrümüzün sonuna kadar bu bedende ve bu zihinde yaşayacak olan yalnızca ve yalnızca kendimiziz. Kendini keşfedilmek, bu beden ve bu zihinde olmanın hakkını vermek, vererek yaşamak demektir.  

Ebeveynlerimiz gibi düşünmek hangi durumlarda neden zararlı olabilir? 

Mesafeli ve yasaklar koyan, katı kuralcı bir babayla büyüdüğümüzde bu bizde mükemmeliyetçi veya sıklıkla erteleme davranışı gösteren bir yetişkine dönüştürebilir. Güzellik standartları aşırı fazla önemseyen bir anneyle büyüdüğümüzde, sürekli daha güzel/daha zayıf/daha bakımlı olmaya çalışan bir yetişkin olabiliriz. Bu gibi durumlar; tüm ömrümüze damgasını vuracak bir kaygı atakları, kendinden nefret ve kendini sabote etme gibi sonuçlar doğurabilir. Tüm bunların bir ebeveyn baskısı sonrasında ortaya çıktığını fark etmek sandığımızdan çok daha zordur. Tüm düşündüklerimizi gerçekten kendimiz düşündük zannederiz ancak bize bebekliğimizden beri en yakın olan ebeveynlerimizin kafamızın içinde kendi sesleriyle konuşacak kadar yer etmesi kaçınılmazdır. Her düşündüğümüzü kendi süzgecimizden geçirdik zannederiz ve dışarıdan bir kişi yüzünden böyle düşündüğümüzü zannettiğimiz çok az an vardır. Ebeveynlerimiz sandığımızdan çok daha fazla zamanlarda bizim kafamızın içinde bir yönetici gibi konuşuyor olabilirler.  

Ebeveynlerimiz gibi düşündüğümüz hangi anlar olabilir? Nelerden kaynaklı olabilir? 

Herhangi bir konuda başarısızlık yaşadığımızda içimizden bir ses “senden hiçbir şey olmayacak” diyebilir. Kendimizden hiçbir şey olmayacağını düşündüğümüz bazı anlar vardır ve bu anları bu sonuca bağlayan kişiler ebeveynlerimiz olmuş olabilir. Belki de ilkokulda ortaokulda bir sınavda başarısız olmuştuk ve babamız bize “senden adam olmayacak” demişti ya da bunu bir şekilde ima etmişti. Biz yarın bir yetişkin olduğumuzda gayet normal olan her türlü başarısızlık durumunda bu düşüncenin altında ezilir, kendi kendimizi “bir şey olma, bir şey başarabilme” baskısı altına sokabiliriz. Bunu kendimiz düşünüyor zannederiz ancak yıllar önce bu fikir beynimize çoktan işlenmiştir bile. 

Bugün sürekli kilo vermeye çalışan, aynaya bakmak dahi istemeyen ve baktığında da kendine belki acıyan, belki hakaretler eden biri olabiliriz. Kendimize bu kötü sözleri söyleyen ve sürekli daha zayıf olursa ancak öyle güzel olabileceğini zanneden kendimiziz gibi görünürüz. Ama geçmişe dönüp baktığımızda belki de yemek yeme konusunda çok katı kurallar koyan bir ebeveynle karşılaşırız. “hayır bu saate onu yiyemezsin göbeğin çıkar” “şekerli ve yağlı şeyleri asla yemeyeceksin yoksa yüzün sivilce dolar” diyen bir ebeveyn, çocuğuna yiyecekler hakkında bu şekilde bir düşünce sistemi aşılamıştır. Bu çocuk da yiyeceklerle olan ilişkisini sağlığı üzerinden değil de güzelliği üzerinden kurması gerektiğini öğrenmiştir. Bu çocuk yetişkin olduğunda dahi böyle düşünmekten kendini alıkoyamayabilir ve aynadaki görüntüsünü sürekli yargılayan o ebeveyn sesini, kendi sesi zannedecektir. 

Anne babamızın yaptığı şeyler bazen bilerek kötü olabilir ama çoğu zaman gerçekten bizim iyiliğim için bunu yaparlar. Ancak seçtikleri yol yanlış ve zararlıysa bunun bedeli; ne yazık ki, bütün ömrümüz boyunca kafamızda konuşmaları şeklinde ağır olabilir. 

Peki nelerin onların düşüncesi, nelerin kendi düşüncemiz olduğunu nasıl ayırt edebiliriz? 

Hangi konuda olursa olsun en iyi içsel keşif yöntemi her zaman “kendine soru sormaktır”. Kendimize soru sormak cevaplayamasak bile düşünmeyi ve daha fazla düşünmeyi tetikleyecektir.  

  • Annem/babam .......... olayına ağladığım için hakkımda şöyle düşünürdü;............... 
  • Annem/babam .............. mesleğini yapmam hakkında şöyle düşünürdü:............ 
  • Babam/annem .......... özelliğimi başkalarına gururla anlatır, .......... özelliğimden ise utanır. 
  • Babamın/annemin olmadığı bir evrene gidebilseydim ........... özelliğim diğer evrende kalırdı. 
  • Annemin/babamın küçükken bana koyduğu yasak şudur;................. 
  • Annemle/babamla aynı fikirde olmamak ............... demektir. 
  • Annemle/babamla tamamen zıt olduğum konu şudur: .................. 
  • Annemin ve babamın üzülmemesi ve kızmaması için asla .................. yapmam. 
  • Annem, babam ve benim (üçümüzün) aynı düşündüğü ancak (eğer varsa) kardeşimin bizden daha farklı düşündüğü bariz olan konu şudur:............... 
  • Annem, babam ve (eğer varsa) kardeşimin (üçünün) aynı düşündüğü ancak benim onlardan daha farklı düşündüğüm bariz olan konu şudur:............... 

Bu cümleler üzerine düşünmek ve bu soruları sormak ebeveynlerimizin fikirlerinde ayrıştığımız ve ayrışmadığımız noktalar hakkında bize yardımcı olacaktır. Özellikle kardeşimiz varsa ve ikimizden biri anneye ve/veya babaya daha çok katılıyorsa, bu durum hangi çocuğun ebeveynlerinin fikirleri altına girip girmediğini göstermesi açısından çok güzel bir ipucu verecektir. 

Fikirsel etiketleri yırtıp atmanın, sınırsızca düşünebilmenin vakti... 

Ebeveynlerimizin görüşleri çoğu zaman kendi görüşlerimize çarpar ve birbirine yapışırlar. Üstüne çok da çaba sarf etmediğimiz günlük otomatik düşüncelerimizi oluştururlar ve gerçekten inandığımız, gerçekten istediğimiz şeylerden ayırt edilemez hale gelirler. Bu hayatta gerçekten tatmin olacağımız şeylerin ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu anladığımızda, kendi zihnimizle düşünmenin de önemini anlayacağız. Özümseme sürecini başlatmalı ve daha önce hiç alışkın olmadığımız tarzdaki gerçek düşüncelerimizi korkmadan ve yargılamadan kucaklamalıyız. Kendimizle tanışmak, başkalarıyla tanışmaktan çok daha derin bir yolculuk gerektirebilir. Bizi belli bir dairenin içinde sınırlı tutan tüm düşünceleri biraz daha genişletmek ve bütün etiketlemeleri ortadan kaldırmak, özgürce düşünebilmeyi sağlayacaktır.  

Zihinsel gelişim çabaya değer, 

İrem ♥ 

Sonraki gönderi

Duygusal Gecikme
Gerçekten Ne Düşünüyoruz?

Yorum yazın

Bu site hCaptcha ile korunuyor. Ayrıca bu site için hCaptcha Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.